Yenidoğan Çetesi Davasında Dr. Fırat Sarı’nın İfadesi: Suçlamaları Reddetti

firat sarı haberi

Türkiye’nin sağlık sektöründe yaşanan en büyük skandallardan biri olan Yenidoğan Çetesi davasında, suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen Dr. Fırat Sarı’nın ifadesi dikkat çekti. İstanbul Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Sarı kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddederek detaylı bir savunma yaptı. Dava, sağlık hizmetlerinde şeffaflık ve hesap verebilirlik konularını yeniden gündeme getirirken, kamuoyunda da geniş yankı uyandırmaya devam ediyor.


Dr. Fırat Sarı’nın İfadesinden Öne Çıkanlar

Dr. Fırat Sarı, mahkemede yaptığı savunmada, suçlamaların asılsız olduğunu belirterek kendisini şu sözlerle savundu:

“Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Öğrencilik yıllarımda, siyasi bir örgütle ilişkilendirilerek PKK üyeliği suçlamasıyla 5 yıl cezaevinde yattım. Ancak bu süreçten sonra okuluma döndüm ve mezun oldum. Meslek hayatım boyunca etik kurallara bağlı kalarak çalıştım. Bana yöneltilen suçlamalar gerçeği yansıtmamaktadır.”

Dr. Sarı, özellikle yeni doğan yoğun bakım ünitesinde bebeklerin ihmalkarlık nedeniyle yaşamını yitirdiği iddialarını reddetti. Yoğun bakım ünitelerinde çalıştırılan hemşire sayısı ve görev dağılımının prosedüre uygun olduğunu belirten Sarı, şu ifadeleri kullandı:

“Normalde yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde dört bebeğe bir hemşire düşmesi gerekir ve bu standartlara uygun şekilde çalıştık. Tam zamanlı görev yapan doktor ise bendim. Bakım eksikliği ya da prosedür dışı uygulamalar olduğu iddiaları doğru değildir. İddia edildiği gibi bakımsızlıktan yaşamını yitiren bebek vakası bulunmamaktadır.”


Yöneltilen Suçlamalar

Dr. Fırat Sarı ve diğer sanıklara yönelik iddianamede, “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlamaları yer alıyor. Sarı ve diğer sanıklar için toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Mahkemeye sunulan deliller arasında, yeni doğan bebeklerin yoğun bakım ünitelerine sevki sırasında düzenlenen sahte belgeler ve SGK üzerinden haksız kazanç elde edilmesine ilişkin belgeler yer alıyor. Ayrıca, bebeklerin tedavi sürecinde yaşanan ihmaller nedeniyle ölümler yaşandığı iddia ediliyor. Ancak sanıklar, tüm bu suçlamaları reddederek kendilerini savunuyor.


Etkin Pişmanlık Talebini Reddetti

Savcılık tarafından etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması teklif edilen Dr. Fırat Sarı, bu teklifi reddederek tüm suçlamalara karşı savunmasını detaylı bir şekilde yaptı. Sarı, savcılık makamı tarafından yöneltilen delillerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Hukuka ve etik kurallara uygun şekilde görev yaptım” ifadelerini kullandı.


Davanın Toplumsal Önemi

Yenidoğan Çetesi davası, sağlık sektöründeki usulsüzlüklerin ve etik ihlallerin yargı önüne taşındığı önemli bir süreç olarak değerlendiriliyor. Özellikle yeni doğan bebeklerin yaşamını kaybetmesine neden olan ihmaller iddiası, kamuoyunda büyük bir öfkeye yol açtı. Sağlık hizmetlerinde güvenin yeniden tesis edilmesi için bu davanın seyrinin büyük önem taşıdığı belirtiliyor.


Kamuoyunun Tepkisi

Dava, sağlık sistemindeki denetim eksikliklerine ve şeffaflık sorunlarına dikkat çekerken, kamuoyunda da geniş yankı uyandırdı. Özellikle bebek ölümleriyle ilgili ortaya atılan iddialar, toplumda büyük bir hassasiyet oluşturdu. Sosyal medyada pek çok kullanıcı, bu tür davaların hızlı bir şekilde sonuçlanması ve sağlık sektöründe reform yapılması gerektiği yönünde çağrılar yaptı.


Davanın Seyri ve Beklentiler

Mahkeme, sanıkların ifadelerini aldıktan sonra davanın ileri tarihlerde devam edeceğini belirtti. Yenidoğan Çetesi davası, sadece sağlık sektöründeki usulsüzlüklerin değil, aynı zamanda toplumsal vicdanın da sınandığı bir süreç olarak görülüyor. Mahkemenin vereceği kararın, sağlık sistemindeki reformların hızlanmasına ve etik standartların daha da güçlendirilmesine öncülük etmesi bekleniyor.


Sonuç ve Değerlendirme

Yenidoğan Çetesi davası, sağlık sektöründeki ihlallerin boyutunu gözler önüne seren ve adaletin tecelli etmesi açısından büyük önem taşıyan bir süreç olarak dikkat çekiyor. Dr. Fırat Sarı’nın ifadesinde suçlamaları reddetmesi ve olayların gerçeği yansıtmadığını belirtmesi, davanın seyrini daha da karmaşık hale getiriyor. Ancak, kamuoyunun adalet beklentisi ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması için alınacak önlemler, davanın en önemli çıktıları arasında yer alacak.

Yenidoğan Çetesi davası, sağlık sektöründe etik ve güvenilirlik konularında daha fazla dikkat ve denetim gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Toplumun tüm kesimleri, bu sürecin adil bir şekilde sonuçlanmasını ve sağlık sisteminde güvenin yeniden inşa edilmesini umutla bekliyor.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir